2010 KPSS Kopya İddiaları – ÖSYM Başkanı Konuştu

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, günlerdir kamuoyunu meşgul eden KPSS’ye yönelik iddialarla ilgili, tüm verileri incelediklerini ancak kopya çekme ile ilgili bir sonuca varamadıklarını söyledi.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, günlerdir kamuoyunu meşgul eden KPSS’ye yönelik iddialarla ilgili, ellerindeki adaylarla ilgili tüm verileri incelediklerini ancak bir sonuca varamadıklarını, bundan sonra olayı savcılığın aydınlatacağını bildirdi.

Yüksek puan alan adayların soru ve cevap kağıtlarını bizzat kendisi de inceleyen Yarımağan, 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’na ilişkin iddialarla ilgili olarak Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtlayarak, açıklamalarda bulundu.

İddialarla ilgili geçen hafta başlatılan araştırmalardan bir sonuç elde edilip edilmediği sorusu üzerine Yarımağan, ÖSYM olarak soruşturma yapma yetkilerinin bulunmadığını, araştırma yaptıklarını ifade etti.

Bu çerçevede inceleme ve araştırma yaptıklarını belirten Yarımağan, KPSS’nin oturumlarından biri olan Eğitim Bilimleri Sınavında 350 kişi 120 sorunun tamamını yaptığını,, 3 bin 200 kişinin 100 ve üstünde soruyu doğru yanıtladığını ifade ederek, bu 3 bin 200 kişiyi incelediklerini bildirdi.

Yarımağan, şöyle konuştu:

”Bu adayların ortak yanlarını araştırdık. Hiçbir ortak yanları yok. Her üniversiteden mezun var. Tabii bazı üniversitelerden mezun olanlar biraz daha çok, neden, çünkü oradaki eğitim fakülteleri daha kalabalık olduğu için.

Örneğin Gazi Üniversitesi’nden, Erzurum Atatürk Üniversitesinden, Marmara Üniversitesinden çok. Ama Boğaziçi’nden de var, Hacettepe’den de var, Abant İzzet Baysal’dan da var.

Her üniversiteden, her alandan var. Matematikçisi de Fizikçisi de var, Kimyacısı da Okul Öncesi Öğretmenliği, İlköğretim Öğretmenliği okuyan da var.

Yani öğretmenlikle ilgili alanlardan da var, öğretmenlik dışındaki alanlardan mezun olanlar da var.

Bu adaylar sınava nerede girmişler? En çok Ankara’da giren var. Sonra İstanbul’dan, İzmir’den var. 81 ilin 81’inde de var. Bu 350 kişi içinde de 3 bin 200 kişi içinde de.

Bizdeki bilgileri açısından bu kişilerin ortak bir yanı yok. Tekrarlıyorum, bizdeki bilgileri açısından ortak yanları yok. Biz bütün bilgilerine sahip değiliz bu kişilerin.”

Bu adayların hangi tür bilgilerine sahip oldukları sorusunu Yarımağan, ”Hangi üniversiteden, hangi alandan mezunlar, kaç yılında mezun olmuşlar, hangi sınava nerede girmişler ve bazı sınavlardaki başarıları var.

Bu bilgileri var ama örneğin bizde bu adayların üniversitedeki başarıları yok. Bu adaylar üniversitede başarılı mı değil mi, bu adaylar dershaneye gidiyor mu, gitmiyor mu, gidiyorsa hangi dershaneye gidiyor gibi bilgiler ile diğer bilgileri yok. Biz o bilgileri inceleme imkanına sahip değiliz” dedi.

Bu adayların cevap kağıtları ile soru kitaplarını incelediklerini ifade eden Yarımağan, masasının üzerinde kendisinin de incelediği soru kitapları ile cevap kağıtlarını gösterdi.

‘BİZİM BURADA DEĞİŞİKLİK OLMAMIŞ, EMİNİM’

Soru kitapları ile cevap kağıtlarının, sınav tamamlandıktan sonra ÖSYM’ye geldiğinde poşetler açılır açılmaz skeynırlardan geçirilip görüntülerin bilgisayara kaydedildiğini, bunun da bu yıl ilk kez yapıldığını vurgulayan Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bizim burada cevap kağıtları üzerinde bir manipülasyon yapılsa veya bilgisayar kağıtlarında birşey yapılsa bu görüntülerden biz anlayabiliyoruz.

Yani bu kağıt bize böyle geldi, bunları inceledik. Bilgisayardaki kayıtlarla ilk görüntüler birebir uyuyor. Yani bizim burada bir değişiklik olmamış, değerlendirme doğru yapılmış. Emin olarak söyleyebileceğim birkaç şeyden biri bu.

Ondan sonra soru kitaplarını inceledik. Gerçi soru kitaplarını incelememiz bize kesin bir bilgi vermez ama bir kanaat verir.

Sizin de gördüğünüz gibi adayların soru kitaplarının üzerinde çalıştıkları görülüyor. Cevap kağıtlarındaki işaretlerle soru kitabındaki işaretler birebir aynı.

Soru kitaplarının üzerinde hesaplar yapılmış, altları çizilmiş…

Adayların hepsi bir kere kesin işaretlemiş. Bir kısmı soru kitabı üzerinde az çalışmış, bir kısmı çok çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış.

Ben buradan şu sonuca varıyorum: Bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim de burada bitiyor.”

‘HERŞEYİ USULÜNE UYGUN YAPTIK’

Eğitim Bilimleri sınavında 350 kişinin 120 sorunun tümünü doğru yanıtladığını yineleyen Yarımağan, şunları kaydetti:

”Aslında bana sorarsanız, sağlıklı bir testte bu anormal değil. Nitekim bizim bütün testlerimizde tüm soruları cevaplayan adaylar birkaç bin bile çıkabilir.

Çıkmasını da isteriz biz çıkmazsa test kötüdür. Ama Eğitim Bilimleri testinde bundan önceki yıllarda galiba bir yıl çıkmış bir-iki kişi, soruların tümünü yanıtlayan pek çıkmıyormuş. Düşündürücü olan bu ama normali de sanki bu seneki gibi.

Dolayısıyla bizim verilerimizden bir sonuç elde etmemiz mümkün değil. Bizim verilerimiz burada bir usulsüzlük, bir kopya, soruların sızması biçiminde bir olayın olduğuna ilişkin bir veri içermiyor, bir bulgu yok.

Herşey usulüne uygun olarak yapıldı, sorular hazırlandı. Matbaada çok sıkı güvenlik önlemleri altında sorular basıldı. Matbaanın binası soruların basıldığı dönemde jandarmanın 24 saat kontrolü altındaydı.

Matbaada elektronik karartma yapıldı. Sınav evrakı her yıl olduğu gibi kapalı kamyonlarla polis nezaretinde sınav merkezlerine sevkedildi.

Oralarda kapalı odalarda muhafaza edildi. Ankara’dan gönderdiğimiz öğretim üyeleri 24 saat başında beklediler.

Biz bütün sınavlarda yaptığımız önlemleri bu sınavda da yaptık ve hiçbir olumsuz durum bize aksetmedi, şurada şöyle oldu, böyle oldu diye.

Elimizdeki verileri incelediğimizde bir sonuca varamıyoruz.

Peki sonuç nedir? Ya hiçbir şey olmamıştır ki bu bence ciddi bir olasılık veya birşey olmuşsa, bir sızma olmuşsa nereden olduğunu ancak savcılık bulabilir. Yani bunu adaylarla konuşarak, ancak savcılık bulabilir kanaatindeyiz.”

”Eğitim Bilimleri Sınavında tüm soruları doğru yanıtlayan karı-kocanın sınav kağıtlarının incelenmesinden nasıl bir sonuç çıktığı” sorusu üzerine Yarımağan, şöyle konuştu:

”Sınavda aynı soyadlı kişiler var. Örneğin birisi 116, birisi 100 almış. Bunlar geçen sene de 97 almış. İkisi de gayet normal görünüyor.

Tam alanları da araştırdık. Bu 3 bin 200 kişiden yaklaşık üçte biri geçen sene ya sınava girmemiş ya da Eğitim Bilimleri sınavına girmemiş. Ama üçte ikisi geçen sene KPSS’ye girmişler.

Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var.”

”MOTİVE ETMEK İÇİN YAZI YAZMIŞLAR”

Geçen yıl başarısı çok düşük olup da bu yıl başarısını üçe katlayanların nasıl açıklanacağının sorulması üzerine Yarımağan, şunları söyledi:

”Ben herşeyin olabileceğini düşünüyorum, aksi ispat edilmedikçe. Ben soru kitaplarını okuduğumda gözlerimi yaşartan ifadeler de oldu. Bu çocukların içinde sınav sırasında kendi kendini motive edenler var.

Mesela ‘ha gayret’ diye yazmış, ‘ah bir öğretmen olsam’ yazmış. Belli ki yanıp tutuşuyor. Böyle bir aday bu heyecanla yıl boyu çalıştıysa başarılı da olur.

3 bin 200 kişinin 3 bin 200’ü de geçen sene çok başarısız olsa, bu sene başarılı olsalar tamam ama bunların içinde çok başarılı olanlar da var ama dediğim gibi geçen sene çok başarısız olanlar da var.

Mesela geçen sene 5,5 almış bu sene 110 almış. Böyle adaylar da var ama böyle aday 3 kişi. O adayların soru kitaplarını incelediğimde soru kitaplarında bir anormallik göremiyorum.

Yani benim buradan bir sonuca varmam mümkün değil. Şimdi bu beni aldatmak için mi bunu yapmış.

Ben şu kanaate vardım, bu adaylara, eğer bir olay olmuşsa hazır cevap gelmemiş. Ondan eminim. Yani telefonla sınav sırasında şu sorunun doğru cevabı şudur diye cevap gelmemiş.

Soruları salonda kendileri çözmüşler. Eğer bir olay olmuşsa bu olay sınavdan önce bu kişilere soruların bir şekilde ulaşmış olması olabilir.

Yani sınavdan önce bir gün önce bu kişilere ulaşmışsa da ben şunu düşünüyorum: Eğer bir şekilde 300-500 kişiye sorular bir türlü servis edilmiş olsaydı, ben yüzde yüz eminim şimdiye kadar bunun kokusu çıkardı, birkaç kişi bize ihbarda bulunurdu.

Çünkü Polis Meslek Yüksekokulu sınavında bunu gördük. Çok daha küçük bir sınavda adaylar bizzat bize ulaşıp söylediler, ‘şöyle şöyle oldu’ diye.

Sonunda olay bence olay savcıya düşüyor, organize suçlara, polise düşüyor. Bir olay olmuşsa ortaya çıkaracaklar.”

Yarımağan, ÖSYM’deki araştırmanın tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda da şunları söyledi:

”Biz araştırmaya devam etsek bile bizdeki verilerden bir sonuç çıkmıyor. Şu olsaydı mesela 470 kişinin soru kitabı tertemiz olsaydı diyecektim ki ‘bu çocuklara sorular bir yerden gelmiş’ veya ‘soru kitaplarındaki cevaplarla cevap kağıtlarındaki cevaplar birbirinden farklı, bunlar burada değiştirilmiş’ gibi şeyler söyleyebilirdim.

Veya bu adayların hepsi X şehrinde sınava girmiş veya X üniversitesi mezunu o zaman orada olayı araştırın derim. Ama 81 ilin 81’inde de var.

150 üniversitenin neredeyse hepsinde de var. Her üniversiteden, her şehirden biyoloğu da var, kimyacısı da var, Türk Dili ve Edebiyatı’ndan da var, meslek lisesinden matbaa öğretmenliği mezunu da var, yani adayların ortak yanları yok.”

”Belli grupların, bazı dershaneler olaya karıştığı yönündeki” iddiaların anımsatılması üzerine Yarımağan, ”Varsa öyle birşey, soru sızdıysa, nasıl sızdı, kimden sızdı bunu güvenlik güçleri, savcı ortaya çıkarsın.

Eğer yoksa onu da ortaya çıkarsın ve bu kurumu haksız yere yıpratmaya çalışmasınlar” dedi.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, KPSS’ye yönelik iddiaları değerlendirirken, bazı güçlerin kurum üzerinde ”bilek güreşi” yaptıkları belirterek, ”Soruşturma yapacaklarsa yapsınlar.

Meclis de yapsın, Cumhurbaşkanlığı da yapsın. Bizim kurumsal olarak hiçbir kusurumuz olmadığı kanaatindeyim.

Biz görevimizi yaptık, fazlasıyla yaptık, yapıyoruz. Bir suç varsa onu da çıkarsınlar ortaya” dedi.

Yarımağan, KPSS’ye yönelik iddialarla ilgili yaptıkları çalışmalara ilişkin Anadolu Ajansı’na açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulundu.

YÖK Denetleme Kurulu’nun konuya ilişkin soruşturma yapmak üzere görevlendirildiğini ancak henüz ÖSYM’ye gelmediklerini söyleyen Yarımağan, ”Herhalde önce bizim burada yapacaklar.

Onlar tabii bizlerle görüşebilirler, öğretmenlerle görüşebilirler soruları hazırlayanlarla görüşebilirler ama onların adayları çağırma yetkileri yok. Onların da bizim de yok” diye konuştu.

YÖK Başkanı veya üyelerle bu konuda yeniden toplantı yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine Yarımağan, zaman zaman telefonla görüştüklerini ifade etti.

‘HERŞEY NORMAL GİTTİ’

Yüksek puan alan adayların bilgilerini araştırdığını, soruları hazırlayan hocalarla da görüştüğünü yineleyen Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Benim yapabileceğim başka birşey yok. Biz elimizdeki belgeleri inceleyebiliriz ancak. Onun ötesinde, zaten bir olay olsa bütün sınav salonlarında tutanaklar tutuluyor.

Bütün sınav merkezi yöneticilikleri, bir olay olsa bize rapor olarak yazıyorlar. Matbaada sorular basılırken bizim elemanlarımız 24 saat orada da nöbet tutuyor, jandarmayla birlikte.

Bütün bu olaylar sırasında bize intikal etmiş hiçbir şey yok. Tuhaf bir olay, başka birşey olmamış. Artı bilgisayar kayıtları, cevap kağıtları, adayların bilgilerini araştırdık.

Yapabileceğimiz bundan ibaret. Bizdeki bilgilerde bir anormallik yok.”

Sınav evrakı sınav merkezlerine gittikten sonra birşey olma olasılığı bulunup bulunmadığı konusunda Yarımağan, şunları söyledi:

”Orada da bir ihtimal vermiyorum. Çünkü 81 merkezde bu sınav yapılıyor. 81 merkeze kapalı kasa kamyonla polis nezaretinde gidiyor ve orada soruların saklandığı odaların önünde nöbet tutmak üzere biz Ankara’dan her ile iki kişi gönderiyoruz.

Sınav evrakının bulunduğu odanın kapısı kilitleniyor, mühürleniyor ve 24 saat kapının önünde bizim Ankara’dan gönderdiğimiz ve buna ek olarak yerel görevliler bekliyor.

Bizim bütün sınavlarımızda bu olur. Bu konuda bir ihlal olduğu, bir olay olduğuna ilişkin de bize hiçbir şey intikal etmedi. Herşey normal gitti.”

”Siz bilim adamı kimliğinizle elinizdeki verileri inceleyip buna göre vardığınız sonucu söylüyorsunuz ama iddiaların bir başka boyutları da var.

Bir karı-koca aynı sınavda 120 net çıkarabilir mi, geçen yıl çok düşük puan almış adaylar bu yıl nasıl yüksek puan alabiliyor?” sorusuna Yarımağan, şu yanıtı verdi:

”Ben ne kesin olmuştur diyebilirim, ne de kesin olmamıştır diyebilirim. Ama benim elimdeki veriler, bana intikal eden bilgiler, bizim aldığımız önlemlerde bir anormallik yok.

Bunu söylüyorum ama kesin birşey olmamıştır diyebilmem de mümkün değil. Ben zaten onun için diyorum ki eğer olmuşsa bunu savcılık ortaya çıkarır.

Eğer organize bir olay olmuşsa, organize bir suç örgütü varsa buna kimler katıldı hiç bilemem. Tamamen hayali konuşuyorum. Bunu ben ortaya çıkaramam.

Ama ben şunu söyleyebiliyorum, bizim burada, sınav evrakı ÖSYM’ye geldikten sonra yapılan değerlendirmede bir anormallik olmadığını ben belgelerle görüyorum.

Bizim burada olmamıştır. Bilgisayar kayıtlarımız doğrudur, değerlendirmemiz doğrudur.”

‘KİM GELİYORSA GELSİN DENETLESİN’

KPSS ile ilgili iddiaların ardından kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, soru önergeleri verildiği ve Meclis araştırması istendiğinin anımsatılması üzerine Yarımağan şunları söyledi:

”Ben kim gelecekse gelsin istiyorum. YÖK, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, onlar da gelsin, savcı da gelsin. Kim geliyorsa gelsin denetlesin.

Birşey varsa çıkarsınlar ortaya. Kurum haksız yere eleştiriliyor. Ben kurumsal olarak bir kusurumuz olmadığı kanaatindeyim ama herşey de benim elimde değil.

Çünkü bu sınav 81 ilde yapılıyor, bilmem kaç bin salonda yapılıyor. Matbaada basılıyor, günlerce bunun basılması sürüyor. Kamyonlarla sevkediliyor.

Burada bana intikal etmiş hiçbir bilgi yok. Biz önlemlerimizi almışız, hepsi polis nezaretinde, jandarma nezaretinde, öğretim üyesi nezaretinde, bunları görevlendirmişiz.

Herkesin raporunu almışız, herşey normal ama bütün buna rağmen bizim bilmediğimiz bir olay olduysa onu ben ortaya çıkaramam, bilemem.

Benim kişisel kanaatim olmadığı yönünde ama emin değilim, kesin konuşamam.”

‘HAKSIZLAR’

”ÖSYM’ye yönelik tepkileri haklı buluyor musunuz?” sorusuna Yarımağan, ”Haksız buluyorum. Bazı güçler ÖSYM üzerinde bilek güreşi yapıyorlar” dedi.

Bunları hangi güçler olduğu sorusu üzerine Yarımağan, ”Bilemiyorum. Hatta bizim arkadaşlarımızın bir kısmında şu kanaat de var, bu olaylar, birilerine bir menfaat sağlamak için değil, ÖSYM’yi yıpratmak üzere planlanmış hareketler diyenler de var” diye konuştu.

”Bu kanaati oluşturacak herhangi bir veri var mı?” sorusunu Yarımağan, ”Öbürleri nasıl sonuç çıkarıyorsa bizimkiler de öyle sonuç çıkarıyor. Olaylardan dolayı öyle düşünenler var” diye yanıtladı.

‘ŞEVKİM KIRILDI’

Hakkındaki suç duyuruları konusunda ne düşündüğünü Yarımağan, ”Herşeyi yapsınlar. Ben 37 yıl şerefiyle bu kuruma hizmet etmiş biri olarak ben kurumla özdeşleşmiş biriyim.

Ben gocunmam ama bütün şevkimi kırdı. Ben, şimdi kaçmıyorum ama olaylar durulur durulmaz ayrılacağım. İnsanın bir de sağlığı var.

Haksız yere bir kurumun, bir kişinin üzerine bu kadar gelinmez. Ben buradayım. Hesabımı vereceğim ama verdikten sonra da ayrılacağım” sözleriyle aktardı.

Basında çıkan haberlerden de yakınan Yarımağan, ”Basın istiyor ki onların istediklerine alet olayım. Onlar birşey söylesin ben birşey söyleyeyim.

Tabii bundan basın kazanç da sağlıyor, onun da farkındayım. Belli gazeteler, belli kanallar bu konuda reytinglerini artırıyorlar. Bu uğurda herşeyi yapıyorlar.

Yeniden söylüyorum, Soruşturma yapacaklarsa yapsınlar. Meclis de yapsın, Cumhurbaşkanlığı da yapsın. Bizim kurumsal olarak hiçbir kusurumuz olmadığı kanaatindeyim.

Biz görevimizi yapık, fazlasıyla yaptık, yapıyoruz ve bir suç varsa onu da çıkarsınlar ortaya” dedi.

‘ASLINDA, BU YIL NORMAL’

Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Benim kurumunda bir suiistimal yapılmamış, bir sahtekarlık yapılmamış. Bana intikal etmiş bir rapor yok, hiçbir şey yok. Adayların elimdeki bilgilerini incelediğimde bir sonuca varamıyorum.

Bana olaylar normal görünüyor. Normal olmayan tek şey, aslında normal olmasına rağmen, geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında normal olmayan tek şey, tüm soruları yapan adaylar çıkması.

Yine tekrarlıyorum, aslında bu yıl yapılan normal. Test değerlendirmesine göre bu yılın sonuçları normal, geçen yıl anormal.

Ancak geçen yıllarda tüm soruları yapan yokken bu yıl çıkınca o biraz kafa karıştırıyor, onu kabul ediyorum. Soruları hazırlayanlara onu da söyledim.

Bu seneki sınav kalabalık bir sınavdı. Bu sınav iki yılda bir kalabalık yapılıyor, yani iki yılda bir adayların sayısı artıyor. Tekli yıllarda daha az sayıda adayla sınav yapılıyor.

2008 ile karşılaştırdığımda 2008’de testin ortalaması 52 küsür imiş, bu yıl 61 küsür. Yani 9 puan yükselme var. Bu ciddi bir yükselme. Tabii geçen yıl müfredat da değişmiş.

Geçen yıldan beri soru türleri de değişmiş. Bu yıl geçen yılın aynısı, geçen yıl ilk defa yeni soru türleri yeni müfredata göre sorular hazırlandığı için sorular adaylara biraz ters gelmiş olabilir, bu nedenle geçen sene başarı biraz düşük olabilir.

Zaten geçen sene 3-5 soru da iptal edilmişti. Ama bu sene geçen seneki soru türleri devam ettiği için ona göre insanlar hazırlanmış da olabilirler.

Ben olayın hep iki yönünü görmeye çalışıyorum. Herşey normal de olabilir. Yani şu andaki verilerde bir yöne doğru bir ağırlık yok.”

‘BİRKAÇ TÜRLÜ KURYEMİZ VAR’

ÖSYM olarak yaptıkları araştırma çerçevesinde sınavda görev alanlarla görüşülüp görüşülmediği sorusuna Yarımağan, görevlilerin üniversite öğretim elemanlarından oluştuğunu, genellikle araştırma görevlileri ile yardımcı doçent veya doçentlerin görev aldıklarını anlattı. Yarımağan, şunları kaydetti:

”Bizim birkaç türlü kuryemiz var. Bir nakil kuryesi. Her kamyona şoförün yanına bir polis biniyor, kamyonun arkasında bir polis arabası gidiyor, polis arabasının içinde de bizim bir öğretim üyesi var.

Bir de koruma kuryesi var. Ankara’dan iki kişiyi sınav evrakı gelmeden önce ile gönderiyoruz. İle gidiyor, soruların saklanacağı odayı kontrol ediyor, sorular gelince odaya taşınmasına nezaret ediyor, kapıyı kilitleyip mühürleyip önünde 24 saat sınav sabahına kadar bekliyorlar.

Ayrıca her ile biz Ankara’dan o ilin risk düzeyine göre belirli sayıda ÖSYM temsilcisi gönderiyoruz. Bazı illere her binaya bir kişi gönderiyoruz. Onlar da sınav günü sınavın standart biçimde yapılmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Bunlar her sınavda değişiyor. Her yıl kim nereye gitmek istediğini bize bildiriyor, biz de onların arasından seçiyoruz.

Geçen yıl gidenleri bu yıl göndermemeye çalışıyoruz. Farklı üniversitelerden karıştırmaya çalışıyoruz. Mesela bir ODTÜ’den gidiyorsa, bir Hacettepe’den gitsin, bir Gazi’den gitsin gibi. Ankara’daki üniversitelerden gönderiyoruz.”

Yarımağan, soruların nasıl hazırlandığı konusunda da ”Soru hazırlayanlar Ankara’daki üniversitelerden öğretim üyeleri.

Onlar da zaman zaman değişiyor ama orada süreklilik önemli. Özellikle koordinatör arkadaşımız daha önce ÖSYM’de de çalışmış olan ÖSYM’den üniversiteye geçmiş bir arkadaşımız” dedi.

‘BENİ DE SORUŞTURSUNLAR’

Soruları hazırlayanlar konusunda şüphe bulunup bulunmadığı sorusunu Yarımağan, şöyle yanıtladı:

”Bizim güvendiğimiz arkadaşlarımız. Ama denetçiler, savcılar araştırsınlar tabii. Beni de soruştursunlar, onları da soruştursunlar.

Ben güvenilir buluyorum. Koordinatör arkadaşımızı çok iyi tanıyorum. Bu şekilde bize soru yazmaya gelen üniversitelerden 100’ün üzerinde öğretim üyesi var.

KPSS’de eğitim bilimlerinde 5-6 kişi. Ama hukukta, iktisatta, istatistikte, uluslararası ilişkilerde, kamu yönetiminde var. Bunların hepsindeki soruları üniversiteden gelen hocalar hazırlıyor.

Biz Adalet Bakanlığına çeşitli hukukla ilgili sorular hazırlıyoruz Ankara’daki bütün hukuk fakültelerinden gelip soru hazırlayan bir yığın kişi var.

Sağlık bilimleri ile ilgili bir yığın sınav yapıyoruz, tıp fakültelerinden buraya onlarca hatta yüzün üzerinde öğretim üyesi var. Ben bunların hepsini de tek tek tanımam açıkçası.”

AA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir