BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖĞRETMENLERİ HEDEF GÖSTERİYOR

24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşırken eğitim sendikaları, öğretmenlerin en önemli sorununun “öğretmenlik mesleği her geçen gün itibarsızlaştırılması ve ekonomik sorunlar” olduğunu belirtti.

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, öğretmenlerin en önemli sorununun, “itibarsızlaştırılma süreci” olduğunu söyledi. Bunun yanında, öğretmenlere çok fazla angarya iş yüklendiğini ve “eşit işe eşit ücret” ilkesinin uygulanmadığını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

“ALO 147 hattıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), istediği öğretmene istediği gibi soruşturma açıyor. Öğretmenlerin delilsiz, kanıtsız görev yerleri değiştiriliyor. 4+4+4 ile birlikte öğretmen sürgünleri yapılıyor. İlkokula, ortaokula dönüştürülen okullar nedeniyle öğretmenler ‘Norm fazlasısınız’ denilerek, dayatmayla görev yerlerinden alınıyor, sürgün ediliyor. Eğitim piyasaya açıldı. Eğitimin piyasalaşması sonucu, parası olanın eğitim hakkından yararlandığı süreçlere tanık oluyoruz. Eğitimin gericileştirilmesi, laiklik anlayışından uzaklaşması söz konusu. Öğretmenler açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının altında çalıştırılıyor.”

-“ÖĞRETMENLER, EN AZ MAAŞ ALAN GRUP HALİNE GELDİ”-
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “itibar”ın öğretmen için son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, son yıllarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıklamalarının öğretmenlerin itibarının zedelenmesine neden olduğunu öne sürdü. Öğretmenin itibar kaybının, öğrenci üzerindeki etkisini azalttığını dile getiren Koncuk, “Öğretmenler, en az maaş alan grup haline geldi. Öğretmenlerin ek ödeme uygulamasının dışında bırakılması kabul edilebilir bir durum değil. Atama bekleyen 350 bin genç olması da başka bir sancılı durum. Eğitim fakülteleri tercih edilmez hale geldi. Bu da çok ciddi bir problem. Öğretmenlik mesleğinin bir de kaynak problemi ortaya çıkıyor demek ki. Öğretmenlerin çalışma şartları ve çalışma ortamları da çağın gereklerine göre düzenlenmeli. Öğretmenin öğrenciye ayıracağı zamanı arttırmak için sınıf mevcudu gelişmiş ülkeler seviyesine çekilmeli” dedi.

-“İTİBARSIZLAŞTIRILMA, ÜLKENİN GELECEĞİNİN İNŞASINI DİNAMİTLİYOR”-
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da, öğretmene bakışta sorun olduğunu belirtti. Öğretmenlik mesleğinin her geçen gün itibarsızlaştırıldığını, bunun da öğretmene zarar verdiğini ve “ülkenin geleceğinin inşasını dinamitlediği” vurgulayan Gündoğdu, şunları söyledi: “Öğretmen, Bakan Dinçer ve MEB tarafından ‘Çalışmıyor’ gösteriliyor. Yöneticiler, suç işlemeye meyilli gösteriliyor. Öğretmen, Bakanı tarafından sürekli örselenirken, bu yaklaşım birilerine cesaret veriyor; öğretmen, veliler ve öğrenci yakınlarının hatta bazen de öğrencilerin şiddetine maruz kalıyor. Bunun dışında sıralayabileceğimiz sorunlar ise ekonomik sorunlar, aile bütünlüğünün sağlanamaması, motivasyonun düşürülmesi, OECD ortalamasının üzerinde sınıf mevcutlarında hizmet sunmak zorunda olması. Derslik sayısının artırılması, ücretsiz ders kitapları, müfredat değişikliği, kesintili eğitime geçilmesi, bilişim sınıfları, tablet dağıtımı ve eğitime merkezi bütçeden en fazla payın ayrılması gibi birçok noktada eğitim öncelenmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, öğretmen derse maddi ve manevi yönden kafası rahat giremediği sürece, tüm bu fiziki ihtiyaçların sağlanması, ders materyallerinin sunulması, hükümetin arzu ettiği eğitimde kalitenin yakalanması hedefine ulaşmak zor olacaktır.”

-“BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖĞRETMENLERİ HEDEF GÖSTERİYOR”-
Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir de, AKP iktidarında öğretmenlere bilinçli olarak itibar kaybettirildiğini belirterek, öğretmenlerin şiddete uğramasının sorumlusunun Başbakan Erdoğan ve Bakan Dinçer olduğunu öne sürdü. Başbakan Erdoğan’ın kamuoyuna öğretmenleri şikayet ettiğini, hedef gösterdiğini iddia eden Demir, şunları ekledi: “Öğretmenlerin ekonomik durumları da bir başka konu. Öğretmenlerin büyük bölümü yoksuldur. ‘Müşteri memnuniyeti’ne dayalı bir anlayış yaratılmıştır. Veliler müşteri olarak görülmektedir. Sosyal anlamda da sıkıntılar yaşanmaktadır. Başöğretmen, uzman öğretmen, sözleşmeli öğretmen gibi bölünmelerle öğretmenler apoletlendirilmiş durumda. Bunun da kaldırılması lazım. 4+4+4 ile 60 bin civarında öğretmen norm fazlası durumuna düştü. Fazlalığı eritmek için öğretmenlere branş değişikliği yaptırıldı. Bir defaya mahsus olmak üzere alan değişikliği yapan öğretmenlere kendi alanlarına dönme hakkı verilmelidir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir