Gaius Sempronius Gracchus Kimdir

Gaius Sempronius Gracchus Biyografi, Gaius Sempronius Gracchus kimdir

Gracchus, Gaius Sempronius (Doğum tarihi İÖ 160-153 ? – Ölüm tarihi İÖ 121, Furrina Koruluğu, Roma yakınları), ağabeyi Tiberius Sempro­nius Gracchus’un tarım reformlarını ye­niden yürürlüğe koyan ve senatodaki soylu­ların gücünü azaltacak başka önlemler öne­ren Romalı tribunus.

Gaius Sempronius’un, dönemin en güçlü siyasal aileleriyle bağları vardı. Ağabeyi gibi o da edebiyat, hitabet ve felsefe ağırlıklı yeni Yunan aydınlanmasını temel alan bir eğitim gördü. Tiberius’un öldürül­mesi, Gaius’un kamu yaşamından uzun süre uzaklaşmasına yol açmadı. Henüz 22 yaşın­da olmasına karşın, ağabeyinin öldürülme­sinden sorumlu tutulan senatör Scipio Nasica’ya karşı hemen başlatılan protestolara katıldı. Tiberius’un tarım yasasını yürüt­mekle görevli toprak komisyonunun üyesi olarak etkin biçimde çalıştı. Uzun süren askerlik hizmetinden sonra 126’da quaestor’luğa (konsül yardımcısı) getirildi. IO 123’te tribunuslığa aday oldu; aile düş­manlarının muhalefeti en yüksek oyu alma­sını önlediyse de ona çok sayıda seçmen kazandırdı. Gaius, tribunus’luğm yasama yetkisinden sonuna kadar yararlanma eğili­minde olduğunu kısa sürede gösterdi.

Gaius, grup çıkarlarını kullanarak, senato dışındaki varlıklı büyük toprak sahipleri ile işadamlarının desteğinin senato aristokrasi­sinden büyük ölçüde uzaklaştırılabileceğini ve bu destekle yoksul yurttaşların oyları birleşirse hiçbir grubun tek başına başara­mayacağı köklü reformların gerçekleştirile­bileceğini kavradı. Concilium Plebis’i (Halk Meclisi) bir yönetim kurumu olarak değil, yasama reformunun kaynağı olarak kullan­dı. Eyaletlerin konsüller arasındaki yıllık dağıtımının, konsül seçimlerinden önce ya­pılmasını sağladı. Böylece senatonun, eya­let dağıtımını konsülleri cezalandırma ve ödüllendirme aracı olarak kullanmasını önle­di. Ama bir soylu olarak, konsüller ile öbür yüksek görevlileri Concilium Plebis’in ayrıntı­lı denetimi altına sokmaya da niyeti yoktu.

Gaius’un tribunus olarak İÖ 123’te aldığı önlemler, iktidarın kötüye kullanılmasıyla ve ağabeyinin reform politikasının genişle­tilmesiyle ilgiliydi. Önce Tiberius’un düş­manlarına karşı bir güç gösterisine girişti. Ardından Concilium Plebis’in uzaklaştırdığı yüksek görevlilere yeni görev verilmesini önleyen bir yasa tasarısı hazırladı. Gaius’un bu öneride ısrarlı olmamasına karşın, tasarı­nın varlığı, meclis üyelerini ona karşı veto kullanmaktan caydırdı. Meclisin onayı ol­madan senatonun siyasal mahkeme kurması­nı yasaklayan yasa ise İÖ 132’de Tiberius’u destekleyenlerin cezalandırılması için ku­rulan mahkemenin işlediği adli cinayetlerin yinelenmesini önlemeyi amaçlıyordu.

Yargı yolsuzluklarıyla ilgili ikinci bir yasa, “zoralım mahkemesi” için bağımsız jüriler oluşturmaya yönelikti. Bu mahkeme 26 yıl önce Roma valilerinin haksız uygulamaları­nı önlemek amacıyla kurulmuştu ve eyalet­lerdeki uyruklara, kendilerinden usulsüz biçimde alınan paraların geri verilmesi için dava açma hakkı tanıyordu. Kurulduğu günden beri bu mahkeme, eyaletlerin talan edilmesinde kendi özel çıkarları bulunduğu için, eyalet uyruklarını zoralıma karşı koru­maya yanaşmayan senatörlerden oluşmuş­tu. Gaius’un yasası, senatörleri jüri üyeliğin­den tümüyle dışladı ve onların yerine senato dışındaki varlıklı toprak sahipleri ile iş­adamlarını getirdi. Sanıkla aynı birliğe ya da özel topluluğa üye olan bir jüri üyesi, gereken nitelikleri taşısa bile davaya gire­meyecekti. Oy pusulalarının dağıtılıp top­lanması ve oy sayımı bile uzun maddelerle kesin biçimde düzenlenmişti.

Ayrıca grup çıkarlarını kollamaya yönelik iki önemli önlem alındı. Birincisi, artık iş bulma olanaklarının ve fiyatlann çok istik­rarsız olduğu aşırı büyümüş Roma metropo­liten alanımn gıda gereksinmesini karşıla­mayı amaçlıyordu, ikinci yasayla da yeni Asya eyaletindeki vergi toplama işi, vergi­leri Romalı vali adına toplayan yerel iş­adamlarından alınarak doğrudan Roma’daki hazineyle çalışan Romalı işadamlarının mali birliklerine devredildi. Böylece Romalı ban­kerler lehine bir tekel yaratıldı. Başka iki önlemle de kırsal nüfus kazanılmaya çalışıl­dı. Bu önlemlerden birincisiyle, askeri giysi bedellerinin ödenmesi yükümlülüğü, askere alman köylülerden Roma hazinesine devre­dildi. İkinci yasa ise, Tiberius’un tarım reformu yasasında değişiklik yaparak, yeni topraklara yerleştirilen köylülerin öz yönetimli topluluklarda bir araya gelmesini sağ­ladı. Bu yenilik, geniş bir alanda, gelecekte Avrupa’nın güneyini Latinleştirecek Roma kolonilerinin kurulmasına yol açtı. Başlangıçta amaçlamadığı halde Gaius, İÖ 123 yazının sonlannda halkın coşkulu deste­ğiyle ikinci kez tribunus’\uğa seçildi. O dönemde Roma’nın en büyük sorunu, İtal­ya’nın üçte ikisini kaplayan müttefik halkla­rın yönetimiydi. Dünyayı haraca bağlamış olan Roma ordularının büyük bölümünü İtalyalı müttefikler sağlıyordu. Ama bu halklar ırk, dil ve töre bakımından akraba oldukları halde Romalı soylularca aşağılanı­yordu.

Gaius soruna karmaşık bir çözüm önerdi. Topluluk yaşamı Roma’nınkine benzeyen ve Latince konuşan müttefikler Roma dev­letinin tam yurttaşlığına kabul edilecek, yerel düzeyde özyönetimli birimler biçimin­de örgütlenecekti. Latin kökenli olmayan halkların durumu ise ara statüde düzenlene­cekti. Ama Roma devletinin bu biçimde genişlemesi her sınıftan Romalının yoğun hoşnutsuzluğuyla karşılaştı. Gaius’un ısrarı, arkasındaki halk desteğinin de hemen zayıf­lamasına yol açtı ve siyasal muhalefeti güçlendirdi.

Gaius’un Kartaca’da 6 bin kişilik bir koloninin kuruluşunu yönetmek üzere iki ay Afrika’ya gitmesi de Roma’daki konumu bakımından yararlı olmadı. Kârları azalmış olan çok sayıda tahıl tüccarının ondan yüz çevirmesi işadamlarının Gaius’a yönelik desteğini zayıflattı. Gaius, dönüşünde bir dizi gösteri düzenleyerek halk desteğini yeniden kazanmaya çalıştı. Konağım Forum çevresindeki pleb sokaklarına taşıdı. Halka açık oyunları herkesin ücret ödemeden izleme hakkını savundu. Yurttaş hakları yasa tasarısının oylanması sırasında, İtalyan­ların Roma’da kalmasını yasaklayan bir konsül kararnamesini engellemeye çalıştıy­sa da başarılı olamadı. Senato’nun muhale­fetiyle karşılaşan ve iş adamlarının da deste­ğinden yoksun kalan Gaius, ikinci tribunus’luk döneminde gitgide daha yalnızlaşan bir demagog durumuna düştü. Yurttaş hak­ları yasa tasarısı reddedildi, İÖ 122’deki seçimlerde üçüncü kez tribunus’hığa seçil­meyi başaramadı.

Bu durumda Gaius, ağabeyi Tiberius gibi haklı bir davayı ne pahasına olursa olsun gerçekleştirme tutumunu benimsedi. Gene ağabeyi gibi, tanmsal kolonileşmeyi ısrarla savunması Gaius’un sonunu hazırladı. İÖ 121’de bir tribunus, büyük Kartaca kolonisi­nin dağıtılmasını önerdi. Gaius, plebler arasındaki son yandaşlarının yardımıyla ya­sadışı bir karşı gösteri düzenledi. Ölaylar sırasında Gaius’un yandaşlarından biri öldü­rüldü; öteki yandaşlan ise eskiden Romalı pleblerin geleneksel sığınağı olan Aventinus Tepesine güçlükle çekilebildi.

Muhalifler, konsüllere devleti her türlü zarardan koruma görevini veren yeni bir kararnameyi senatodan geçirmek için bu olayı fırsat bildi. Korkuya kapılan Gaius görüşme isteminde bulundu. Ama Konsül Lucius Opimius görüşmeye yanaşmadı; ço­ğunluğu Romalı şövalyelerden oluşan, çok iyi silahlanmış bir birlik kurarak Aventinus’a saldırdı. Saldın katliamla sonuçlandı, Gaius da intihar etti. Ama onun çıkardığı yasaların çoğu yürürlükte kaldı; tamam­lanmamış tasarıları sonraki kuşağın politi­kasının temelini oluşturdu. İtalya’nın birleş­mesiyle ilgili görüşü de Roma’mn gücünü neredeyse temelden çökerten gereksiz ve yıkıcı bir iç savaştan sonra İÖ 89’da kabul edildi. Cumhuriyetin son yüzyılında, düşün­sel kaynağını Gaius Gracchus’tan almayan bir tek önemli reform önerilmedi. Gaius Sempronius Gracchus hakkında bilgi verdik.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir