Hümayun Hayatı
Hümayun Kimdir, Hümayun Hayatı Biyografi
Hint-Türk hükümdarı. İç çekişmeler nedeniyle dağdan imparatorluğu yeniden kurmuştur.
6 Mart 1508’de Kabil’de (bugün Afganistan’da) doğdu, 28 Ocak 1556’da Dehli’de (Delhi) öldü. Hint-Türk İmparatorluğu’nun kurucusu Babür’ün büyük oğludur. İyi bir eğitim gördü. Genç yaşta orduda görevlendirildi.
26 Şubat 1526’da, Babür’ün Hindistan seferi sırasında Hisar-Firûze’yi aldı. Ludi hanedanının sonunu belirleyen, 21 Mayıs 1526’daki Panipat Savaşı’n- da bulundu. İbrahim Ludi’nin ölümünden sonra Agra’yı alan Türkistanlı birliklere komuta etti. Hin- dular’ın ayaklanma merkezleri olan Cacmavu, Cavnpur ve Gazipur kentlerinde düzeni sağladı.
Hümâyun, Babür’ün 26 Aralık 1530’da ölümünden dört gün sonra tahta çıktı. Bu sırada iktidarın Babür’ün oğulları arasında dağılmasından ve ülkenin içinde bulunduğu genel karışıklık ortamından yararlanan ve eski Ludi hanedanını canlandırmak isteyen Mahmud Ludi, Cavnpur’u işgal ettiyse de Hümâyun’a yenildi.Ancak bu Afganlılar’ın Şir Han etrafında toplanmasını önleyemedi. Hümâyun, Şir Han ile barış yaptı ve Doğu’daki Afgan egemenliği tanındı.
1535’de Gucerat’ı ele geçiren Hümâyun, burasının yönetimini kardeşi Askari’ye bıraktı. Askari, bağımsızlığını ilan ettiyse de, eski Gucerat sultanı Bahadur Şah, yönetimi yeniden ele geçirmeyi başardı. 1537’de Bahadur Şah’ın Portekizliler’ce öldürülmesinden yararlanmak isteyen Hümâyun, Şir Han’ın Bengal’e girmesi üzerine ona savaş açtı. Hümâyun, Şir Han ile uğraşırken, Hindal Mirza adlı kardeşi, Delhi’yi kuşatarak kendini padişah ilan etti. Kabil’den gelen Kâmrân Mirza adlı kardeşi ise Hindal Mirza ile çarpışmaya başladı. Geri dönmeye karar veren Hümâyun, 27 Haziran 1539’da Cavnşa’da, Şir Han’a yenildi ve Agra’ya sığındı. Kardeşleri ile bir araya gelen Hümâyun, Şir Han’ın yenilebileceği görüşündeydi. Bunu kabul etmeyen Kâmrân Mirza, Pencab’a çekildi. Hümâyun, 17 Mayıs 1540’ta Kaneviç’te Afganlılar’a bir kez daha yenildi. Agra ve Delhi Afganhlar’m eline geçti. Kardeşleri arasında bir anlaşma sağlayamayan Hümâyun, Türkistan’a giden yolların da kesilmesi üzerine İran’a sığındı.