Roman Polanski Kimdir

Roman Polanski Kimdir, Roman Polanski Hayatı Biyografi

Polonya asıllı Fransız sinema yönet­meni ve oyuncusu. İnsanların korku ve karabasanlarını, şiddet ve cinsellik dokusu içinde anlattığı özgün filmle­riyle tanınmıştır.

18 Ağustos 1933’de Paris’te doğdu. Üç yaşınday­ken, Polonya Yahudisi olan ailesiyle birlikte Polonya’ ya Krakovi’ye döndü. Çocukluğu korku ve dehşet içinde geçti. Sekiz yaşındayken ailesi toplama kamp­larına götürüldü, annesi Auschwitz’de öldü. Alman işgalinde Krakovi’deki Yahudi mahallesi ortadan kal­dırılmadan hemen önce buradan kaçtı ve kırsal kesimdeki çeşitli Katolik ailelerin yanında saklandı. Bu dönemde, dehşet verici olaylara tanık oldu. Bir kez Alman askerleri tarafından nişan tahtası olarak bile kullanıldı. Çocukluk yıllarının kötü anıları, filmlerinde karabasan ve korku temalarının öne çık­masında etkili olmuştur.

II. Dünya Savaşının sonlarına doğru kente geri dönen Polanski sokaklarda gazete satmaya başladı. Bu arada, sinemaya karşı içinde büyük bir ilgi gelişti. Her gün en az bir film görüyordu. Savaş bitince babasıyla buluştu. Bir yandan teknik okula gidiyor, bir yandan da, radyo çocuk oyunlarında rol alıyordu. On dört yaşından başlayarak altı yıl tiyatroda sahne­ye çıktı. Devlet Tiyatro Okulu’na alınmadı ama, ünlü Lodz Sinema Okulu’na kabul edildi. 1954-1959 ara­sında bu okulda geçirdiği beş yıl boyunca, başta Wajda’nın ilk filmleri olmak üzere, birçok filmde oynadı ve kısa belgesel filmler çekti. 1959’da yaptığı, gerçeküstücü yanlar içeren on beş dakikalık kısa filmi Dwajludzi ezszafa (“İki Kişi ve Bir Gardrop”) beş uluslararası ödül kazandı.

Lodz Sinema Okulundan mezun olduktan sonra, iki yıl Paris’de kaldı, 1961de Grost et le maigre (“Şişman ile Sıska”) adlı, geniş ilgi gören filmini yönetti. Aynı yıl Polonya’ya döndü ve sinema tarihi­nin en önemli filmlerinden biri sayılan Nozwivodzei’yi (Sudaki Bıçak) yaptı. Filmde, bir teknede bir araya gelen üç kişi arasındaki yakınlaşma ve çatışmaları derin bir psikolojik yorumla ve çok sağlam bir sinema diliyle perdeye getiriyordu. Daha sonra İngiltere’de yaptığı filmlerde de koşulların bir araya getirdiği insanlar arasındaki ilişki ve çelişkileri etkili bir yabancılaşma atmosferi ve belirgin bir şiddet dokusu içinde anlattı. Kahramanlarının karabasanları, korkulan ve bunalımları, genellikle aykırı cinsel davranışlar biçiminde kendini dışa vuruyordu.

Polanski, 1968’den sora ABD’de çalışmaya baş­ladı. 1968’de çektiği Rosemary’s Baby (“Rosemary’ nin Bebeği”) ile hem ticari hem de sanatsal açıdan büyük başarı kazandı. Yapım şirketlerinden çeşitli öneriler almışken ve ilginç tasarılar üzerinde çalışır­ken, 1968’de evlendiği karısı, sinema oyuncusu Sharon Tate, bağnaz bir tarikatın üyeleri tarafından vahşice öldürüldü. Olayın sarsıntısıyla Polanski bir süre sinemadan uzak kaldı. Ancak, iki yıl sonra, 1971’de, İngiltere’de çektiği, şiddet ve kanlı cinayet sahnelerinin oldukça öne çıktığı Macbeth’le (Kanlı Saltanat) geri döndü. 1974’de yönettiği ve kendisinin de yan rollerden birinde göründüğü bir polisiye film olan China town (Çin Mahallesi) her bakımdan büyük bir başarı kazandı. 1976’da Fransa’da başrolü­nü de oynadığı Le locataire (“Kiracı”) adlı filmini çektikten sonra, bu kez on üç yaşında bir kızın ırzına geçtiği savıyla ABD’de mahkemeye verildi. Hapse girmemek için ülkeyi terkedince yasa kaçağı ilan edildi.

Polanski 1979’da, Thomas Hardy’nın ünlü romanı Tess of the d’Urbervilles’ı, bir Fransız-İngiliz ortak yapımı olarak Tess adıyla Fransa’da sinemaya uyarladı. Başrolde Nastassia Kinskı’nin büyük bir duyarlıkla oynadığı film, Polanski’nin öteki eserlerinin tersine, yalın bir güzellik ve şiirsel bir yumuşaklık içeriyordu. Polanski, daha sonra Paris’te Amadeus oyununda rol aldı. Aynı oyunu sahneye koymak için, ayrılışından yıllar sonra Polonya’ya döndü.

Filmlerinde her şeyden çok atmosfere önem veren ve öyküyle kahramanlarını büyük ustalıkla yarattığı bu atmosfer içine yerleştiren Polanski, 1983’de, en önemli tasarılarından biri saydığı Pirates’ı (“Korsanlar”) İsrail yapımı olarak gerçekleştirdi.

Eserleri(başlıca): Dwaj ludzie z szafa, 1958, (“İki Kişi ve Bir Gardrop”); Le Gros et le maigre, 1961, (“Şişman ile Sıska”); Noz w wodzie, 1962, (“Sudaki Bıçak”); Repulsion, 1965, (“Tiksinti”), Cul-desac, 5966, (“Çıkmaz”); Dance of the Wampires, 1967, (“Vampirlerin Dansı”); Rosemary’s Baby, 1968, (“Rosemary’nin Bebe­ği”); Macbeth, 1971, (Kanlı Saltanat); What?, 1972, (“Ne?”); Chinatovm, 1974, ( Çin Mahallesi ); Le locatai­re, 1976, (“Kiracı”); Tess, 1979, (Tess); Pirates, 1983 (“Korsanlar”).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir