Baal Şem Tov

Baal Şem Tov (İbranicede “Kutlu Adın Efendisi”), asıl adı israel ben eliezer, Baal Şem Tov’un kısaltmasıyla Beşt olarak da bilinir (d. y. 1700, Tluste, Podolia, Polonya – ö. 1760, Meciboj), din dışı eğitime ve Yahu­di usçuluğuna karşı çıkan mistik ruhani hareket Hasidiliğin kurucusu (y. 1750). Sıradan insanlann arasına karışması, bede­ne eziyet edilmesine karşı çıkması ve bedensel varoluşun kutluluğunu savunması, bü­yük tartışmalara yol açmıştır. Batıni Yahudi mistisizmi Kabala’yı, 16. yüzyılda Yitshak ben Şlomo Luria’nın getirdiği katı çilecilik­ten o arındırmıştır. Şifa dağıtıcılar için kullanılan baal şem sanını, şifalı otlarla, tılsımlarla ve üzerinde kutlu adın yazılı olduğu muskalarla yarattığı mucizeler dola­yısıyla kazanmıştır.

Beşt, yaşamı süresince vaiz ya da bilgin olarak özel bir ün edinmemekle birlikte, pazar yerlerine gidip sıradan insanlarla konuşarak, onlar gibi giyinerek, çevresinde derin etki uyandırdı. Ermiş bir kişinin böyle davranması, bazı çevrelerde büyük tepki doğururken, bazılarınca da övgüye değer bulundu. Beşt, “yükselmek için alçalmak” gerektiğini öne sürerek davranışlarını sa­vundu. Bu kavram, giderek ruhani önderli­ğin bu türüne büyük önem veren toplumsal bir ilahiyat kuramına dönüşecekti. Beşt, daha gençliğinde, yeni yaşam biçiminin yaratıcılan olarak tanınan din adamları Gorodenka hahamı Nahman ve Kosova hahamı Nahman ile tanışmış, onlarla birlik­te üç Sebt yemeği ayinlerine düzenli olarak katılmıştı. Zamanla bu ayinlerden sonra dinsel konularda bir konuşma yapma alış­kanlığı gelişti ve Beşt’in konuşmalarından çoğunun sonradan kayda geçirilmesiy­le, Hasidi metinlerinin çekirdeği oluştu. Beşt, bedene eziyet edilmesine karşı çıka­rak, Yahudilik içinde yeni bir akım doğura­cak ilk adımı attı. Öğretisi üç noktada odaklaşıyordu: Değerlerin en yücesi Tann ile kaynaşmak; bedenin olağan biçimiyle ibadet (ayakkabı dikmekten karın doyurma­ya kadar Tanrı rızası için yapılan her iş, Beşt’e göre dinin biçimsel gereklerini yerine getirmekle eşdeğerdi); Kabala inanışına göre madde dünyasında tutsak olan tanrısal­lık “kıvılcımlar”ını kurtarmak. Beşt’in, gös­terişsiz insanların manevi gereksinmeleri karşısında gösterdiği duyarlılık ve yaşadığı dünyadan kopmadan da kişinin kurtuluşa ulaşabileceği yönündeki görüşü, halktan insanlar arasında kolayca benimsenmesini sağladı.

Önde gelen hahamlar, Beşt’i ve yandaşlarını, “bütün yaşamları boyunca zevk ve sefa sürmekle” suçladılar. Hafifmeşrep, geleneklere karşı kayıtsız ve umursamaz olduk- lannı öne sürdüler. Bu suçlamaların, en azından haksız bir abartma olduğu kuşku­suzdu.

Beşt’in Mesih konusundaki görüşü, onun tarafından yazıldığı söylenen, ama altında imzası olmayan bir mektubun yorumu aracı­lığıyla bugüne ulaşmıştır. Mektubun yazan, “ruhunun göğe yükseldiğini”, Cennet’te Mesih ile karşılaştığını ve ona yeryüzüne ne zaman ineceğini sorduğunu anlatır. Aldığı yanıt şudur: “Pınarlarınız seller gibi coşkun ve engin aktığı zaman”. Bu sözlerin anlamı, Beşt’in, önce Hasidi öğretisini yaymak zo­runda olduğudur. Bir görüşe göre bu öykü, Mesih’in gelişinin, Beşt’in öğretisinin odağı­nı oluşturduğunu ortaya koyar; bir başka görüşe göre ise aynı öykü, Mesih’in kurtarıcı işlevini yeryüzündeki yaşamın temel ruha­ni kaygısı olmaktan çıkarır. Yaşamı süresince Beşt, büyük toplumsal ve dinsel çalkantılara yol açmış, birçok geleneksel değeri altüst etmiştir. Sinagogların dışındaki küçük dua evlerinde, yepyeni ayinlerle belirlenen neşeli, coşkulu bir hava yaratmıştır. Ayırt edici giysilerle, dilden dile dolaşan öykülerle, bu değişim daha da çarpıcı hale gelmiştir. Filistin’i hiç ziyaret etmediği ve yazılı hiçbir şey bırakmadığı halde, Hasidiliğin temellerini atarak, Yahu­diliğe günümüze değin uzanan yeni bir boyut kazandırmıştır.

One thought on “Baal Şem Tov

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir