Rize İle İlgili Şiirler
Rize Konulu Şiirler , Rize İle İlgili Kısa ve Güzel Şiirler , Rize Şiirleri
Rize
Bir ilimiz var, adı Rize
Durup dururken bir bardak çay sundu bize
Rize’de çayı kim yetiştirdi Rize’de
Misissipi’ye karışan çayları öğretirler bize
Kimdi o sessiz sedasız, kumral kumral?
Demlenen mübarek adamlar
Adını öğretmediler bize
İşte o güzel adamdan bre şahin aman
Bir tane daha
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Rizeli Ali’nin hikâyesi
Galata’da dostu varmış,
Mahpushanede postu varmış
Rizeli Ali’nin.
Çok kahrını çekmiş denizin,
Anlattı bana
Bu yıl balık vurmamış dalyana.
Yuh olsun be! diyor
Şu koca, koskocaman denize
Metelik bile vermedi bize
Canına yandığımın dünyasında.
Parasız yaşanmazmış.
Tütünü yokmuş tabakasında
Dost varmış,
Düşman varmış
Şu canına yandığımın dünyasında.
Kaldırdı yırtık ceketinin yakasını.
Emdi yudum yudum son izmarit sigarasını
Kimseye mihnet etmezmiş
Satarmış takasını.
Fethi GİRAY
Rize
Yağmur yağar ince ince
Gönlüne dolar derince
Baş, göğe erer serince.
Denizle dağ, işte RİZE
Yağmuru hareket dolu
Suları bereket dolu
Taşı, başı sanat dolu
Gizemi çay, işte RİZE
Kafkas’a açılan kapı
Deniz, gök, arz tek bir yapı
Kaçkar, Ayder, Ovit çapı
Yeni nesle ışık RİZE
Kasım Esen
Rize türküsü
Çağrankaya bizde, Cimil’ler bizde
Kaçkar’ların karı mavi denizde
Ruhum şad oluyor bu yeşil izde
Bu ne hasret Yarab, bu ne duygudur…
Köğçer’in kaymağı, Anzer’in balı
Kemer’ler kayalık, Çayeli yalı
Gönlümü Rize’nin aşkı saralı
Sayıkladığım hep aynı türküdür…
Haydi gel gidelim Andon suyuna
Bak işte çalıyor bir tulum-zurna
Hemşin’de kol kola durduk horona
Ha bu dört, ha bu üç, bu da ikidir…
Sığsara edelim, bir de sallama
Boynum büküp beni yade yollama
Ben Aşık Cafer’im yanlış anlama
Bağrımda kabaran milli ülküdür…
Cafer Tayyar Tuzcu
Rizeli
Müziği deli deli, sözleri hep nükteli
Bakışları öfkeli, öfkesi saman yeli
Boyu uzunca olur, burnu biraz bombeli
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
Kızdırmaya hiç gelmez, tabancasında eli
Nereden bulur deme, hiç boş durmaz ki beli
Aşkına toz kondurmaz, baksan olur zirdeli
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
Kendine has şivesi, gerçekten hoştur dili
Yıllar önce hayatı, geçmiştir çok çileli
Ona bir merhabanın, hayatıdır bedeli
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
Düşenle dost gibidir, açık olur hep eli
Daima güven ona, dost için olur deli
Her türlü ilişkide, herkesten çok güvenli
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
Çalıştığı her yerde, liderliktir emeli
Okumak onun için herşeyden çok önemli
Her önemli meslekte, muhakkak vardır teli
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
Armatördür, kaptandır, denizi dolu deli
Her limanda bırakır, gönlündeki bir teli
Çünkü onun gönlünde, eksik olmaz sevgili
Tarifimizle çıktı, meydana bir Rizeli
İnşaatçısına sor, der ki İkizdereli
Fırıncısına sorsan, der ki ben mi? Çayeli
En kıral pastacıya desen, der ki Hemşinli
Bu tanıttıklarımın, hepsi bizim Rizeli
Rizeli’yi tarifte başka neler demeli
Yabancı olmayalım gurbetlere gideli
Her yıl bir kez uğrayıp, bolca hamsi yemeli
Yoksa Arslan, sizlere demeyecek Rizeli
Arslan Girit
Ah gidi yeşil Rize
Ah gidi seni Rize, çaydan aldın adını
Gülüyor memleketin erkeği ve kadını
Çok senelerden evvel yetiştin derdimize
Taze tomurcukların neler bahşetti bize
Gelinlerin boynuna taktın beşi birlikler
Kızların kollarını doldurdun bilezikler
Süsledin yamaçları cennet oldu bu yerler
Saymakla bitiremem daha neler var neler
Seni yaşatmak için dikkatli olmalıyız
Taze filizlerini sepete koymalıyız
Yabancı maddeleri, yahut kart yaprakları
Sakın katma hemşehrim, koca koca sapları
Yerliye, yabancıya sevdirmeli bu malı
Rengi, kokusu güzel, randımanlı olmalı
İdareciler işe çok titiz davranmalı
O biçim adamları kantara almamalı
Bu mübarek nimetin kadrini bilmeliyiz
Dünyadan hırsızlığın kökünü silmeliyiz
Eğer ihmal edersek kıyarız kendimize
Neme lazımcılığın zararı hepimize
O bizdendir, değildir adam kayırmamalı
Partilidir değildir, zümre ayırmamalı
Yol, köprü, hasenata bakanlarımız azdır
Azından anlayana sivri sinekler sazdır
Evvelce varmı idi bu rahatlık, bu para
Hanımda, erkeğinde düşünce kara kara
Çarığın deliğini şokalilan tıkardın
Kirli çamaşırları kül suyunda yıkardın
Baban getiremezdi yarım kalıp sabunu
Kalçasını soyardı giydiği iplik donu
Buğday ekmeğini bulsan verirdin hastalara
Omuz üstü bakardın şekerli pastalara
Yüz paralık iç yağı atabilsen kazana
Şekeri bulabilsen saklardın ramazana
Şimdi evde radyosu, çamaşır makinası
Gardrobu, koltuğu, somyalı karyolası
Milangazı da aldı, çifter çifter halısı
Ne bu israf sefahat! Sanki Newyork valisi
Daha neler var neler, işte sayayım bakın
Her düğünde atılır mermiler bine yakın
Takaruf on beş ateş atılır da atılır
Bunların arasına bombalar da katılır
Bu kadar bomba, mermi nerelerde satılır
Arayan soran yoktur, desem kime çatılır
İstersen anlatayım daha da berbatını
Meyhaneciye sorun rakı sarfiyatını
Kırk sene evvelini çabuk unuttun neden?
İnanmazsan sor da bak sağ değil midir deden?
Bu gidişle acaba gidiyoruz nereye?
Yıkılır herşeyimiz, boğuluruz dereye
Kapıldık sosyeteye, eskileri unuttuk
Bu hal böyle giderse hepimiz hapı yuttuk
Mustafa YAZICI
Kapandı gitti çağı
Şaravaz, pepeçura, kastaniça kabağı
Sacayak, pelki, hosti, kapandı gitti çağı
Kunci, minci, korkota, koloti unutuldi
Malahtara, likmene hasret kaldı gazyağı
Burma, mabeyin, darni, kot, tereteri, hopeçi,
Gerdel, lahmi, pulama, küpun ağzında peçi
Çali, çupi, kutuni, davli ve kondaridan
Şimdi bahsettuğumde güleyi bizum paçi
Lağus, şokali, lobya, pafuli, perçem, andi
Metuşi, sehter, çiten altındakiler yandi
Zimbilaçi tikeni, kardaşi hamduspara
Benum gibi fukara, sirgan yedi uyandi
İşkemi, seke, konsol, evun temele taşı
Çiçili, kolistavra, langonanun kardaşi
Furnesi, tumurlisi, çumuşi, çilbur yerken
Paluzenun yanıida dururdi etmeğaşi
Hurtuli ve şurtuli, muncur, sumsuk, zibidi
Pifoli, koso, muşi, kurçeli bizum idi
Pasmanika, lohtiko, zuzuli ve çimidi
Fundukla fitrukayi acep hangimuz yedi
Murmurisle mamuris uyuturdi bizleri
Pumburi, şepidinun hala bende izleri
Çilipuli ve puli, karatağuk, çişona
Alemidiye donuk makoçinun gözleri
Geçen zaman içinde değişti bizdeki dil
Şimdi bu sözcükleri, ister oku, ister sil
Rizeli arkadaşum, anam, babam, kardaşum
Alem bilmezse bile ne deduğumi sen bil
Mustafa KAR
Sizler de Elinizde Bulunan ya da Kendi Yazdığınız Rize İle İlgili Şiirlerinizi Aşağıdaki Yorum Kutucuğu Aracılığıyla Paylaşarak Bizlere Ulaştırın… Bu Sayfada Yayınlayalım
ŞU RİZE
Şu Rizenin havası Değişkendir ezelden Sade türkü biliriz Anlamayız gazelden
Şu Rizenin güneşi Az gözükür nazlıdır Arabası da çoktur Çoğu oto gazlıdır
Şu Rizenin yemeği Değişmez hep lahana Yaşlılar kızdığında Derler sana kaybana
Şu Rizenin balığı Tatlısı var hamsidur Köydeki evler bile İki üç dört katlıdur
Şu Rizenin ekmeği Mısırdandır dışı sert Çay zamanı eksilmez Milletin başından dert
Şu Rizenin yeşili Boldur yarısı çaylık Çaykurdan bağlanıştır Her eve birer aylık
Şu Rize de dereler Hırçın akar denize İnsanı uyanıktır Rastlanmaz pek kerize
Şu Rizenin simgesi Atmacadır atmaca Düğünde eksik olmaz Teksas gibi tabanca
BAYRAM ALİ ARTAR